Kronik Viral Hepatitlerde Tanı
Tanıda biyokimyasal, hematolojik, serolojik, virolojik testlerin yanı sıra histolojik inceleme (veya “non”-invazif testler) ve radyolojik yöntemler kullanılır.
Biyokimyasal ve hematolojik testler: Biyokimyasal ve hematolojik belirleyiciler olarak AST, ALT, GGT, ALP, albümin, globülin, bilirubin, üre, kreatinin, tam kan sayımı, protrombin zamanı, INR testleri yapılmalıdır. ALT ön planda olmak üzere transaminazların yüksek olması karaciğer hasarını göstermekle beraber, normal olması kronik hepatit tanısından uzaklaştırmaz.
Serolojik ve virolojik testler: Kronik hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu tanısında HBsAg, anti-HBc, anti-HBc IgM, HBeAg, anti-HBe, anti-HBs ve HBV DNA testleri çalışılmalıdır. Serolojik testlere EIA yöntemiyle bakılır. HBV DNA düzeyleri hastalığın ilerlemesiyle paralellik gösterir ve tanının yanı sıra tedavi kararı, tedavi sırasında ve sonrasında yanıtı veya direnci belirlemek için kullanılır.
Kronik hepatit C virüs (HCV) enfeksiyonu tanısında kullanılan anti-HCV testi bir tarama testidir ve EIA yöntemiyle bakılır. Virüs ile karşılaşmadan sonra 4-10 hafta içinde pozitifleşir ve akut, kronik veya geçirilmiş enfeksiyonu ayırt ettirmez. Viral temizlenme gerçekleşse bile pozitifliği devam eder ve bağışıklığı baskılananlarda negatif çıkabilir. HCV RNA testi tanının (antikor üretiminin yetersiz olduğu hastalar dahil) yanı sıra viral bulaşmanın doğrulanması, tedavi yanıtının izlenmesinde kullanılır. HCV genotip-subtip tayini ise pangenotipik tedavi seçeneklerin olmadığı durumlarda tedavi seçimi, süresi ve tedaviye yanıt olasılığını belirlemek için tedavi öncesi yapılmalıdır.
Kronik hepatit D virüs (HDV) enfeksiyonu tanısında kullanılan serolojik testler HBsAg, anti-HBc IgG, total anti-HDV testleridir. Virüsün pozitifliği önemli olmakla, beraber, bu antijeni saptama testlerinin duyarlılığı düşüktür ve kronik hepatit D enfeksiyonunda genellikle negatif çıkmaktadır. Viral yükü ölçmek için HDV RNA testi kullanılmaktadır.
Histolojik tanı ve “non”-invazif testler ve radyolojik görüntüleme yöntemleri: Karaciğer biyopsisi klinik tanının doğrulanması, nekroinflamasyonun derecelendirilmesi, fibrozisin evrelendirilmesi, eşlik eden diğer karaciğer hastalıklarının tanısı ve izlem-tedavi kararı için kullanılır. Karaciğer biyopsisinin invazif ve tekrarlanabilirliği zor bir işlem olması nedeniyle alternatif yöntemlere başvurulmaktadır. Bunlar “non”-invazif testler ve radyolojik görüntüleme yöntemleri olarak ikiye ayrılmaktadır. “Non”-invazif testler serumda ALT, AST, protrombin zamanı, GGT, apolipprotein, kolesterol, ?2-makroglobülin, trombosit sayısı, trombosit hacmi, haptoglobin gibi ve bunların çeşitli şekillerde formülasyonu ile oluşan indekslerdir. En sık fibrotest, APRI ve FIB-4 testleri tercih edilmektedir. Ultrasonografi (USG), magnetik rezonans inceleme (MRİ), bilgisayarlı tomografi (BT), karaciğer sertliği ve elastikiyetini ölçen yöntemler (“transient” elastografi (“fibroscan”), MR elastografi) invazif olmayan radyolojik tanı yöntemleridir. USG, MRİ ve BT daha çok ileri evre karaciğer hastalıklarının tanısı ve hepatit dışı hastalıkların ekarte edilmesi amacı ile kullanılır. Özellikle sirotik hasta takiplerinde batın ultrasonografisi tercih edilmektedir. Hepatik elestografi fibrozisin değerlendirmesinde biyopsiye en iyi alternatif olarak ön plana geçen bir yöntemdir. Ülkemizde geri ödeme kapsamında değildir.
Şekil’ de Kronik viral hepatitlerde tanı algoritması gösterilmiştir.